[vc_row bg_type=”image” parallax_style=”vcpb-default” bg_image_new=”id^7065|url^https://www.adnanakyuz.com/wp-content/uploads/2018/01/dar-gelir-daha-zeki-yapiyor.jpg|caption^null|alt^null|title^dar-gelir-daha-zeki-yapiyor|description^null” bg_image_repeat=”no-repeat” bg_override=”browser_size” css=”.vc_custom_1514817265071{background-position: 0 0 !important;background-repeat: no-repeat !important;}”][vc_column][vc_empty_space height=”330px”][vc_custom_heading source=”post_title” font_container=”tag:h2|text_align:left|color:%230c0c0c” use_theme_fonts=”yes” css=”.vc_custom_1510251627482{padding-right: 15px !important;}” el_class=”yesil”][vc_column_text][yazar] [okuma] [gor][/vc_column_text][vc_empty_space height=”250px”][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_empty_space][vc_column_text]

Modern toplumda gözle görülür bir paradoks yaşanıyor. Bir bütün olarak ele alındığında toplum, giderek daha akıllı hale geliyor fakat nasıl geçineceğimiz konusunda nedense bir ilerleme kaydedemiyoruz. Kanada’daki Waterloo Üniversitesi’nde çalışan Sosyal Psikolog Igor Grossmann, “Nasıl oluyor da eskiden olduğu kadar, hatta daha fazla anlaşmazlık yaşıyoruz?” diye düşündüğünü söylüyor.

Grossmann, aslında sadece zekanın anlaşmazlığı ortadan kaldırmaya yetmediğini öne sürüyor. Gerekli olan şeyin ‘bilgelik’ olduğunu düşünüyor. Grossmann ve meslektaşları tarafından yapılan yeni bir araştırmaya göre bu tür bir bilgelik, daha net ifade etmek gerekirse; başkalarının bakış açılarını da göz önünde bulundurma ve anlaşmaya varmayı hedefleme yeteneği, yoksul toplumlarda büyüyen veya işçi sınıfından gelen insanlarda daha fazla bulunuyor.

[/vc_column_text][vc_column_text]

Grossmann ve yüksek lisans öğrencisi Justin Brienza, çalışmayı gerçekleştirmek için iki aşamalı bir deney yaptı. Öncelikle ABD’de yaşayan 2 bin 145 kişiden çevrimiçi bir ankete katılmaları istendi. Katılımcılardan eşleriyle, arkadaşlarıyla veya başka biriyle yakın zamanda girdikleri bir tartışmayı hatırlamaları istendi. Daha sonra katılımcılar “Üçüncü bir kişinin bakış açısını göz önünde bulundurdunuz mu?”, “Olaya bir de karşıdaki kişinin bakış açısından bakmayı denediniz mi? ve “Hatalı olabileceğinizi düşündünüz mü?” gibi 20 adet soru cevapladı.

[/vc_column_text][vc_empty_space][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text][ilgili id=”7057″][/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_empty_space][vc_column_text]

Verileri inceleyen Grossmann ve Brienza, katılımcılara birer ‘sosyal sınıf’ puanı ve cevaplara bakarak ‘mantıklı düşünme’ puanı verdi. Daha sonra bu iki puan türü kıyaslandı. Araştırmacılar, sosyal sınıf puanı daha düşük olan katılımcıların (yani para konusunda daha fazla endişe taşıyan, daha az eğitimli ve daha düşük gelirli kişilerin) mantıklı düşünme puanının sosyal sınıf puanı yüksek olanlara oranla iki kat daha fazla olduğunu gördü. Araştırmaya dahil edilen gelir ve eğitim seviyeleri işçi sınıfından üst orta sınıfa kadardı. Dolayısıyla ne çok zenginler ne de çok yoksullar araştırmada temsil edilmedi.

[/vc_column_text][vc_empty_space height=”10px”][vc_column_text]

Deneyin ikinci bölümü içinse Michigan’daki Ann Arbor şehrinden 200 kişi standart IQ testine tabi tutuldu ve Dear Abby’e (Güzin Abla tarzı bir tavsiye köşesi) yazılan üç adet mektup okutuldu. Örneğin, mektuplardan birinde ortak arkadaşlar arasındaki bir tartışmada hangi tarafın seçileceğine dair fikir soruluyordu.

Daha sonra her bir katılımcı, kendileri aynı durumda olsalardı mektuplarda belirtilen durumlarda ne gibi bir yol izlerlerdi konusunu tartışmak için uzmanlarla bir araya geldi. Katılımcıların tepkileri mantıklı düşünme kriterlerine göre değerlendirildi. Yukarıdaki örneğe göre, olaya dışarıdan bakan bir kişinin tartışmayı nasıl göreceği hakkında düşünmek mantık puanına katkıda bulunurken kişinin kendi bakış açısıyla olayı değerlendirmesi mantık puanına bir katkıda bulunmadı.

[/vc_column_text][vc_column_text]

Kuzey Karolina’daki Wake Forest Üniversitesi’nde Sosyal Psikolog olarak çalışan Eranda Jayawickreme, “Bulgular gayet anlamlı zira işçi sınıfına mensup bir ailede büyüyen kişi, orta sınıfta yetişen bir kişiye göre ortak, umumi kaynaklara daha bağımlı. Bu yüzden, kendileriyle aynı durumdaki kişilerle yaşanan tartışmaları ortadan kaldıracak sosyal tekniklere daha iyi odaklanabiliyorlar.” diyor. Grossmann ise, “Orta sınıf mensubu bireyler IQ puanlarını yükseltme potansiyeli olan eğitime daha fazla odaklanma imkanı buluyor fakat uyuşmazlıkları çözme becerileri için fazla çaba harcamıyorlar.” diyor.

[/vc_column_text][vc_column_text]

‘Üçüncü kişi dili’ önemli


Grossmann, mantıklı düşünme becerisini geliştirmek isteyen bireylerin tartışma üzerine düşünürken ‘üçüncü kişi dili’ kullanmayı denemelerini tavsiye ediyor. Örneğin, hem kendinize hem de tartışma yaşadığınız kişiye isim kullanarak hitap ettiğinizi düşünün. Bunu yapmak durumu başkalarının bakış açısıyla görmenize katkı sağlayacaktır. Ayrıca, çok kültürlü film festivaline katılmak veya bir evsizler barınağında gönüllü olarak çalışmak gibi kendi tecrübelerinizin ve beklentilerinizin ön planda olmadığı etkinliklere katılmaya çalışın.


Yaptıkları çalışmayı uç sosyal sınıf mensuplarıyla da gerçekleştirmek isteyen Grossmann, “Aşırı zengin olan kişilerde de aynı sonuçları görmek beni şaşırtmazdı fakat şu anda elimizde bu konuya yorum yapacak veri bulunmuyor. Donald Trump’la röportaj yapabilmeyi isterdim.” dedi.


Kaynak: Science Mag

[/vc_column_text][vc_empty_space][/vc_column][/vc_row]
Published On: 1 Ocak 2018 / Categories: Genel / Tags: , , , , , , /

En Son Haberleri Almak İçin Abone Olun

Spam yok! Gizlilik Politikamız hakkında buradan bilgi edinin.